loading

Müzikle Terapi Nedir

  • Home
  • Blog
  • Müzikle Terapi Nedir
30 Mart 2021

Bilinçaltı terapilerinin çok yaygınlaştığı dönemde birçok bilinçaltı terapisi yerine 1 müzik terapisinin çok daha etkili ve basit olduğundan bahsetsem ne dersiniz 😊
Siz zannediyor musunuz herşeyi bilinçli beynimizle veya hür irademizle yapıyoruz?
Mesela bir alışveriş merkezine girdiğimizde yada bir müzik festivalinde, konserde, parkta bahçede duyduğumuz müziklerin sadece o duyduğumuz müzikler kadar olduğunu mu düşünüyoruz hala?
Bir hocam söylemişti “Bilinçaltı çok Aptaldır Merve sen ne dersen inanır” şimdilerde daha iyi anlıyorum bunu ve burada da anlatmam gerektiğini biliyorum. Sanırım o hocamda Jopseph Murphy’ nin şu sözünden esinlenmişti “Bilinçaltı aptaldır. Ne söylerseniz, ne düşünürseniz onu doğru kabul eder. Şakadan hiç anlamaz. Analiz bilincin görevidir.” Yani bilinçaltını boş bir CD ye benzetebiliriz ben ne kaydedersem olduğu gibi yazan sorgusuz sualsiz bir şekilde içine alan bir CD. Yalanda söylesen, iftirada atsan, şaka da yapsan olduğu gibi alıp kabul eden bir kayıt cihazı. Özellikle sevdiğiniz insanlarla muhabbet ederken ki ortamınızı bir düşünün resmen yarı hipnoz gibi bir haldesiniz öyle değil mi işte o anda söylenenler size nasılda güzel etki ediyor değil mi bazen o ortamdan ayrılınca sarhoş gibi oluyorsunuz sebebi nedir diye düşündünüz mü hiç? Her an her ortamda CD doldurulmaya devam ediyor.
Aslında işin ilginç kısmı bu durumu asırlar evvel Peygamber (sav) bize anlattı ancak biz onun anlattıklarını idrak edemedik. “Şakadan bile olsa, yalan söylemeyen kimseye cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim. “ (Ebû Dâvûd, Edeb, 7/4800; Tirmizî, Birr, 58/1993; İbn-i Mâce, Mukaddime, 7) demiştir.
Peygamber a.s bu Hadisi-i Şerifinde bilinçaltını anlatmış olabilir mi acaba? Bizim için son zamanların trendi olan bilinçaltını programlamayı onlar aslında yıllar önceden biliyor olabilirler mi? Kuran’ın okunmasına ve dinlenmesine verdiği önem de bundan dolayı olabilir mi acaba? O değil de İblis de boş durmayacağını her fırsatta nasıl da belirtmiş “Rabbim! İçlerinde ihlasa erdirilmiş kulların hariç hepsini azdıracağım.” Diyerek.
Şimdi İblis nerededir desem hepimizin aklına bir yerler gelecek. Bazımız bir kişi ya da nesneyi düşünerek cevap verirken belki de bazımız Mekke ya da Medine de olduğunu söyleyecektir. Peki İblisi dışarda aramak gerçekten mantıklı mı? Ya o da bizim içimizdeyse ve biz onu terbiye etmeliysek?
Eee biz bunu nasıl başaracağız dediğinizi duyar gibiyim.
Şu anda her ne konumda ya da nerede olursak olalım dış güçlerin etkisine yani dışardan gelen etkilere açık durumdayız. Bunun için önceliğimiz frekansımızı yükseltmek ve kendimizi sevmek olmalıdır. Tabi bunu tek başımıza yapabilecek duruma gelene kadar destek almak durumundayız. Bu bizim tekamül yolculuğumuzda günümüz fırsatlarından biridir. Şimdi diyeceksiniz müzik terapisi sadece günümüzde mi var elbette hayır bu sistem bize unutturulmuş sistemlerden biridir. Tıpkı bizim şu anki bu nesilde anne babalarımızın yaşadıklarını örf adet ve edeplerini anlamadığımız gibi. Konumuza dönelim.
Müzik terapisi bizim genlerimizde olan ve nesiller boyu kullanılmış bir sistemdir. Osmanlı İmparatorluğundan Selçuklu Hükümranlığına kadar bir çok Türk devletinin hastanelerinde dahi uygulanan ve çok başarılı çözümler ile insanları ait oldukları frekanslara çıkararak huzur ve teslimiyet ile tekamül yolculuğuna yardımcı olan bir çok sistemden biri de buydu.
Günümüz dünyasında ise müzik terapi denildiğinde halk arasında “gavur” diye hitap edilen Batı aklımıza gelir ve zannederiz ki bu onların sistemi. Oysaki onlar bizden esinlenerek kullandıkları sistemle Dünya üzerinde tabir yerindeyse at koşturuyorlar.
İkra (oku)! Dendi bize… Biz okumayı sadece kitap okumak olarak mı düşündük acaba? Yoksa insan önce kendini okumalı ve çözümlemeli mi? Bu detayı hiç düşündük mü ya da en son ne zaman düşündük? İnsan okumaya önce kendinden başlamalı. Kainatın içinde zerre olan insanda gizlidir tüm kainat. “Rabbim” diyorsun ben seni arzuluyorum seni senden istiyorum. Ama o geldiği zaman da tanımıyorsun kendi zihnindeki Rabb’i istiyorsun. Senin istediğin gibi hareket etsin istiyorsun. Peki fıtrat üzere yaratılmış olan biz Hz. İnsan bunu neden istiyoruz? “Ben ona ruhumdan üfledim” dediği biz Hz. İnsan artık kendimize gelmeliyiz. Boş durmak vakti değil vakit önce Can sonra Canan diyerek önce kendimizi düzeltmeye başlamakla olmalıdır.
Bunun için size muhteşem bir teklifle geldim. Osmanlı Saraylarından, Selçuklu Hanedanlığından kopup gelen günümüzde ise üst akıl denilen topluluğun elinde bulunan ve çok aktif olarak kullandığı ayrıca insanlığa hem zarar hem de fayda sağlayabilecek bir ilim olan Müzik Terapisi ile karşınızdayım…
Bu sistemi benimle beraber deneyimlemeye tüm sistemlere karşı kendi bilinçaltımızı kendimiz programlamaya, bilinçaltımızla beraber bilincimizi de devreye sokarak bir üst boyuta taşımaya “neden olmuyor” dediklerimizi önce Rahman’ın izni ile oldurmaya niyet etmeye ve bunu başaracağımıza inanarak bu yola çıkmaya hazır mıyız?
Ben bu yoldayım canlarım sizi de bekliyorum. Burası çok güzel. Uzun yıllardır aradığımı buldum ve ben artık bu yol üzere sabitim Biiznillah. Sizin de aklınızın bir köşesinde durayım şimdi “hadi ordan be öyle şey mi olur” diyerek es geçseniz bile bir gün ihtiyacınız olduğunda geri geldiğiniz de ben burada olacağım.
Müzik terapilerimin detaylı hali alt başlıklarda mevcut. Bunlardan arzu ettiğinizi seçerek irtibata geçebilirsiniz. Sizi seviyorum… En güzele emanetsiniz canlarım…

MERVE ULUKAN

 

Posted in Genel Yazılarım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir